TÜRK-İŞ ve Sendikamız Genel Başkanı Ergün ATALAY, 20 Ekim 2017 Cuma günü Demiryol – İş Sendikası Adana Şube Başkanlığını ziyaret etti.
Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan ATALAY, taşeron işçi sorunuyla ilgili olarak, “Taşeronun yıl sonuna kadar biteceğini kamuoyu biliyor. 1 milyona yakın ailesiyle birlikte 5 milyon civarında büyük bir kitle var. Bunların sıkıntıları devam ediyor. Bu sene bitmeden bu sıkıntıların çözüleceğiyle ilgili bütün devlet yetkilileri açıklamalar yapıyor. Ben de bu konudan çok umutluyum. Yıl sonuna kadar taşeronun biteceği kanaatindeyim. Ama biterken işçilik işi yapanın işçi, memurluk işi yapanın memur olması gerekiyor. Bizim TÜRK-İŞ olarak talebimiz bu” diye konuştu.
“Taşeronlular, sosyal haklardan mahrum kişiler”
Taşeron sorununa önceki yıllarda devletin kendisinin şirket kurup insanları orada çalıştırdığından bahseden ATALAY, “Taşeron dışında bir çalışmanın boyutunu bilmememize rağmen devlet bir şirket kurup onun altında çalışacaklar diye bir kanaat var Türkiye’de bunu biliyoruz. Devlet taşeron olmuş bunun bir özelliği yok. Bunu düşünüyorlarsa bundan vazgeçsinler. Taşeron işçiler iş yerine giderken huzurlu gitsinler. Bunlar kıdem tazminatından, sosyal haklardan mahrum kişiler. İnşallah sorunlar çözülecek” ifadelerini kullandı.
İş kazaları
ATALAY, son 8 ayda bin 338 kişinin bir bölümünün iş kazası, bir bölümünün de iş cinayetine kurban gittiğini dile getirdi.
Şırnak’ta kömür ocağında meydana gelen göçüğe değinen Atalay, “Birkaç gün önce Şırnak’ta birilerinin kapalı dediği, birilerinin açık dediği ocakta 7 insanımız göz göre göre toprağın altında can verdiler. Onun öncesinde Siirt Madenköy’de oldu. Son 3 yılda Ermenek, Soma’da oldu.” dedi.
ATALAY, günde ortalama 200 bin kişinin madenlerde çalıştığını vurgulayarak şunları kaydetti:
“Bunların 130 bini kömür madeninde, geri kalanı mermer, bakır, altın ve kumda çalışıyor. 200 bin kişinin bu işlerle ilgilendiği, çalıştığı bir ortamda dünyanın en geri kalmış ülkesinde bile günde 10 işçi iş kazasına, iş cinayetine kurban gitmiyor. İnsanları yaşatmakla ilgili devlet çalışma yapmak durumunda. İşçi Sağlığı İş Güvenliği gibi mükemmel bir kanun yapıldı. Kanunu uygulamazsanız bu kanunun bir önemi kalmıyor. Onun için birinci önceliğimiz imkan varsa kazalarla ilgili sayıyı sıfıra indirmek, imkanlar nisbetinde de ne kadar düşürebiliyorsak bunu aşağıya çekmek. Ağır yaptırımlar uygulamalı. Birisi kapalı ocağı çalıştırıp da orada insanlar ölüyorsa ha silahla, ha ocakta insanların ölmesine sebep olmuşsun. Bununla ilgili biz üzerimize düşeni yapmakla mükellefiz.” dedi.
Düzenlenen toplantıya üyelerimizde katıldı.