TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün ATALAY 3.11.2018 tarihinde TES-İŞ Sendikası Genel Kuruluna katıldı.
Genel Kurulda bir konuşma yapan ATALAY konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“TÜRK-İŞ’te görev yaptığımız değerli yönetim kurulu arkadşlarımız, TES-İŞ sendikamızda uzun yıllar görev yapan eski genel başkanlarımız hepiniz hoşgeldiniz. 34 vilayetten genel kurula katılan kıymetli delegeler burada. TES-İŞ’in Başkanlar Kurulu burada hepiniz hoşgeldiniz, kongreniz hayırlı olsun. Hasta olan genel başkanlarımız var hepsine şifa diliyorum. Cumhuriyetin 95. kuruluş yıldönümünü kutladık hep beraber. Atatürk ve silah arkadaşlarının Allah mekanını cennet yapsın. Salı günü MKE’ne gittik Milli Savunma Bakanımız ile beraber.Makine Kimyada işçi arkadaşlarımızla yemek yedik. Savunma sanayindeki işverenlerle toplantı yaptık. Akşam Ankaraya döndük ve gece Çalışma Bakanı ile gündemdeki konuları konuştuk.Salı günü Samsundaydık. Samsundaki sendikalarla bir toplantı yaptık. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı ile birlikte bir toplantı yaptık ve sözleşme imzaladık. Çarşamba Ankara’ya geldik AĞAÇ-İŞ sendikamız şahane bir bina yaptı. Orada açılışı yaptık sayın DESTİCİ ile beraber yaptık. Dün İstanbul’da “kendi ürettiğini kendin tüket” adlı kampanya vardı TÜRK METAL sendikamızın yaptığı. 100’ün üzerinde işveren vardı. Bizim içinde bulunduğumuz durumu anlattık. Şimdi sizin huzurunuzdayım. Bu salon önemli bir salon. Tarihe tanıklık yaptı bu salon. Orhan ağabey, Faruk ağabey Allah mekanlarını cennet yapsın. Bu salonda kim aklınıza geliyorsa şu andaki Cumhurbaşkanımızdan, eski Cumhurbaşkanları, ana muhalefetine kadar hepsi toplantı yaptı.
Biz öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, bu coğrafyada güçlü bir şekilde var olmamız gerekiyor. Suriye, Irak, Yunanistan, Rusya… Herkesin durumunu gözden geçirirseniz bu coğrafyada var olmamız gerekiyor. Ordun güçlü olursa, ekonomin güçlü olursa varolursun. Çin’e, Amerika’ya, Rusya’ya kimse kafa kaldırmıyor. Bu ikisi güçlü olurken ülkenin sivil toplumu da güçlü olacak. Malatya’da asgari ücretle ilgili bir toplantıda dedik ki, ülkede ekonomik sıkıntı var ve bu sıkıntının bedelini işsizler, emekliler, asgari ücretliler, işçiler, çiftçiler ödüyor dedik. 2000 TL olsun dedik. Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı dedi ki, Başkanım döneceğim ve hemen zam yapacağım dedi. Döndü ve yaptı zannediyorum. Ama bir elin parmakları dışında işverenlerimiz bunu hayata geçirmedi. Yabancı misafirlerimiz var bu salonda. bağlı olduğumuz dünya sendikaları var. Ülke ile ilgili ne lazım söylersen seni dikkate alıyorlar. can kulağı ile dinliyorlar.
15 Temmuz musibeti geçti başımızdan hala devam ediyor bitmedi. Bu ülke benim ülkem dediler can verdiler. Eli, ayağı, gözü olmayan ikibinin üzerinde kardeşimiz var. Biz o gece yönetim olarak herkes sokağa dedik. Bu ülke Kemal Bey’in, Devlet Bey’in, Tayyip Bey’in ne kadar ülkesiyse, sizin de benim de ülkemiz. Herkes gücünün yettiği kadar ülkesinden yana taraf olmak durumunda.
Demokrasinin zaferi adlı ingilizce-türkçe kitap yaptık. 1200 tanesini yurt dışına yolladık. Kitapta kimseyi methetmiyoruz sadece olanı anlatıyoruz. Amerika, İsrail bu işin tam göbeğindeler. Parayı onlar veriyor, silahı onlar veriyor, akılı onlar veriyor. Hiç umurlarında değil, ülke mi karışmış. Silah sanayii silahları satmaya devam ediyor. Avrupa da bir on kişi ölsün dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Uluslararsı ilişkilerde akrabalık, dostluk, kardeşlik yok. menfaat var, çıkar var.
Suudi elçiliğinde yapılanlara bakın. Hayvan yapmaz çok afedersiniz. Bunu müslüman yapıyor malesef. Müslümanım diyen zavallılar yapıyor. Herkes aklını başına alacak. Yol haritamızı ona göre çizeceğiz.
Yaşım kemale erdi. 1 milyonluk bir aileyiz. Ailelerimizle beraber dört milyonuz. Bu insanlar beni başlarına getirdiler. Başınızı önünüze eğmemeye gayret sarfediyorum. Bu ülkede sendikacı var, siyasetçi var, işveren var maske ile geziyorlar.Uyuyanı uyandırırsınız ama uyuma numarası yapanı uyandıramazsınız. İnanmadıklarınızı başınıza seçmeyiniz. Güvenmediklerinizi başınıza seçmeyiniz. Seçtiklerinizin de kapı gibi yanında olunuz. Bu sendikada uzun yıllar çalışan görev yapan herkesi tanıyorum. Herkes bu kuruma hizmet etmeye gayret etti.
Kıdem tazminatını gündeme getiriyorlar. Her sene bir kere gündeme geliyor. Şu anda bulunduğumuz noktadan arpa boyu geriye gidemezler. Yapmazlar, yapamazlar. Nokta kadar hak kaybına müsaade etmeyiz. Kıdem tazminatı bizim son kalemiz. Olumsuz birşey olursa başta ben olmak üzere hiçkimse bu koltuklarda oturamaz.
Asgari ücretten aşağı emekli maaşı alan insanlar var. Günahtır, yazıktır, ayıptır.
Kitlerle ilgili on yıldır konuştuk. Paneller, mitingler, eylemler yaptık. En son Arena Spor Salonunda eski Başbakan Sayın Ahmet DAVUTOĞLU geldi. 15 bin kişinin olduğu ortamda herkes kadroya geçecek dedi. Asıl işi yapanlar malesef kenarda kaldı.
Maden, Enerji, Demiryolları, Devlet hava meydanları, TRT, MTA’da var. Neredeyse olmayan yok.
Herkesi aldınız bu adamları niye almıyorsunuz? Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan dedi ki alacağız. Ama geldiğmiiz noktada bir gelişme yok. Olumlu bir haber bekliyoruz. Sözünüzü yerine getirin. Emeklilikte yaşa takılanlar bu ülkenin vatandaşı. Bütün siyasi partiler söz verdi. Bir çözüm bulmak durumundayız.
Ben yasama, yürütme, yargı değilim. Kardeşiz birbirimizi kucaklamak durumundayız. Kucaklamazsak bizi bölerler. Irak ve suriye’de olanı başımıza getirirler. 5 milyon misafirimiz var üç buçuk milyonu Suriyeli. Suriyeli doktor, mühendis niye gelsin buraya, niye dilensin. Canını kurtarmak için adam bize sığınmış. Onlar bizim misafirimiz. İçinde yanlış yapanlar var mı var. Ama sahip çıkmak lazım. Savaş bitince onları evlerine yollamak lazım. Misafirlerden rahatsız olmayın.
420 SENDİKA başkanı var 34 Genel Başkanı var. Biz bu ülkenin sigortasıyız. Geçenlerde ŞEKER-İŞ ile ilgili bir haber oldu. Özelleştirme ile ilgili en iyi mücadeleyi veren arkadaşlarımızın başında geliyorlar. 11 mahkemeye dava açtı 9unu kazandı.
Şeker lobisi bu çıkan haberlerden çok memnun. Fabrikaları alanlar çok memnun. O arkadaşımızınki de doğru değil o ayrı. Biz sendikacılar yediğimize, içtiğimize, giydiğimize dikkat etmek durumundayız.
Televizyonlar kimlerin, gazeteler kimlerin ellerinde belli. Biz nokta kadar kötülük yaparsak ertesi günü gazetelerde boy boy kendimizi görürüz. Dağlar kadar hayırlı bir iş yaparsanız hiç göremezsiniz.
Siyasiler diyor ki siz işinize bakın ülkeyi biz yönetiriz. Siz ne zaman oy verirken şube başkanına, şube başkanı Genel Başkana, Genel Başkan TÜRK-İŞ Başkanına o da yönetime sorarsa öyle karar verirsek, siyasiler istedikleri gibi at oynatamazlar.
600 vekil var. Biz bu ülkenin dörtte üçüyüz. Ama beş kişi yokuz mecliste. En sonunda bu ülkenin yönetimini işçilerin çocukları alacak. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Duanıza çok ihtiyacımız var. Hepinize saygılar sunuyorum.